Dual Cultivation - Bölüm 1048

Bölüm 1048: Lin Xinyi(2)
“Lütfen bugün üzerime fazla gelmeyin, Öğrenci Xiao…” Lin Xinyi yumuşak bedenini yatağa yatırırken utangaç bir sesle mırıldandı.

“Yani sana kendini iyi hissettirmemi istemiyor musun?” Su Yang parmaklarını uzatırken ona sordu.

“Öyle değil… Unut gitsin…”

“Merak etme…” Su Yang parmaklarını kızın yumuşak sırtında gezdirirken yatıştırıcı bir ses tonuyla konuştu, “Sadece gözlerini kapat ve tadını çıkar…”

Lin Xinyi’nin vücudu sadece onun sesiyle titredi ve parmaklarının sırtını taradığını hissettiğinde, küçük kız kardeşi beklentiyle karıncalanmaya başladı.

Su Yang kısa bir süre sonra onun sırtına masaj yapmaya başladı.

Dünün aksine, Lin Xinyi’nin vücudu artık o kadar gergin değildi ve sesine o kadar direnmeyi bırakarak yumuşak inlemelerinin sessiz odayı doldurmasına izin verdi.

“İşte böyle… Omuzlarını biraz daha gevşet… Şimdi derin bir nefes al…” Su Yang sesiyle onu yönlendirmeye devam etti.

Lin Xinyi kendini kontrol etme ihtiyacı duymadan bile iç çamaşırlarının Yin Qi ile ıslandığını ve tutkulu küçük kız kardeşini tatmin edecek bir şeylere duyduğu arzunun her geçen an arttığını söyleyebilirdi.

Masajdan birkaç dakika sonra Lin Xinyi aniden alt bölgesinde keskin bir his hissetti.
Bu Lin Xinyi için tanıdık bir histi, dün kendisiyle oynarken de aynı keskin hissi duymuştu.

‘Doruğa ulaşacağım! Ve bunu birinin önünde yapacağım! İçinden ağladı.

Lin Xinyi’nin aklından Su Yang’a daha önce olduğu gibi masajı kesmesini söylemek geçti ama daha ağzını açamadan, sanki Su Yang onun düşüncelerini tahmin etmiş gibi, işaret parmağını sırtının alt kısmının derinliklerine soktu.

Lin Xinyi’nin vücudunun iç kısmına yayılan heyecan verici bir his, oluşturduğu direnci anında yok etti.

Bir sonraki saniye, alt yarığından bir Yin Qi nehri akarken vücudu kontrolsüzce seğirdi.

Yin Qi nehrinin akışı birkaç saniye sonra durdu ve Lin Xinyi az önce ne olduğunu anladığında yataktan fırladı ve az önce inanılmaz bir şey yapmış gibi kızarmış bir yüzle Su Yang’a bakmaya başladı.

Su Yang onun tepkisi karşısında kıkırdadı ve “Utanacak bir şey yok. Kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacaksa, benden masaj alan herkesin başına gelir.”

Gerçekten de tüm müşterilerinin aynı şeyi yaşadığını duymak Lin Xinyi’yi çok daha iyi hissettirdi.

“Özür dilerim… Bu benim için yeni bir şey, o yüzden…”

Onun yüzünü gören Su Yang sessizleşti.

Bir süre sonra, alçak bir sesle sordu, “Sormamın sakıncası yoksa, neden çift xiulian uygulayıcısı olmaya çalışıyorsun? Kaba görünmek istemem ama sen… çift uygulayıcı olmak için pek istekli görünmüyorsun.”

Lin Xinyi, Su Yang’ın sözlerini istese bile geri çeviremezdi.

“Haklısın. Yakın zamana kadar çift xiulian uygulayıcısı olmayı deneyeceğimi hiç düşünmemiştim. Ancak, birçok kez karar vermiş olmama rağmen, gerçekten bunu yapma zamanı geldiğinde korkuyorum.”

Lin Xinyi, Su Yang’ın yüzündeki endişeli ifadeyi fark etti ve hemen, “Oh, endişelenme. Bu yolda yürümeye zorlanmış falan değilim. Bu benim kararımdı.”

“Nedenine gelince… Ben de pek emin değilim. Sanırım bunun Zevk Tanrısı ile bir ilgisi var ama ne olduğunu bilmiyorum.”

“Zevk Tanrısı…?” Su Yang kaşlarını kaldırdı. Onun çift xiulian uygulayıcısı olma kararı ile ne ilgisi olduğunu merak etti.

“Onu öğrendiğimden beri aklımdan çıkaramıyorum.” Lin Xinyi yüzünde şaşkın bir ifade ile konuştu.

Ve biraz bilinçaltı bir şekilde konuşmaya başladı, “Annem ve babam her zaman birbirleriyle tartışırlar. Annem sık sık altı karısı olan babamın kendisini yeterince sevmediğinden, ilk karısı olmasına rağmen onları kendisinden daha çok kayırdığından yakınır.”

“Her zaman bir erkeğin bu kadar çok eşini eşit derecede sevmesinin imkansız olduğunu düşünmüştüm ama Zevk Tanrısı hakkındaki hikayeleri duyduğumda kendimden şüphe etmeye başladım. Zevk Tanrısı’nın 50’den fazla karısı var ama yine de hepsini eşit derecede sevmeyi başarmış – en azından insanlar böyle söylüyor çünkü eşlerinden hiç şikayet gelmemiş.”

“Ancak, en şaşırtıcı kısım bu bile değil. Bu kadar çok karısı olmasına rağmen, Zevk Tanrısı hala aileden olmayan başkalarıyla xiulian uyguluyor, ancak eşleri şikayet etmiyor, sanki onunla olan ilişkilerini etkilemeyeceğinden eminlermiş gibi. Bunu anlayamıyorum.”

“Bunu nasıl başarıyor? Eşlerini gerçekten eşit derecede seviyor mu? Bu çift xiulian uygulayıcılarına özel bir yetenek mi? Bunu öğrenmek istiyorum. Belki de bu yüzden bugün buradayım. Yine de, bu tarikatta neredeyse bir yıl geçirdikten sonra, bunun tüm çift uygulayıcıların yapabileceği bir şey olmadığını söyleyebilirim.”

“…”

Su Yang tam bir sessizlik içinde Lin Xinyi’nin saçmalamasını dinledi.

“Özür dilerim… Bu kadar çok konuşmak istememiştim – neden böyle şeyler söylediğimi bile bilmiyorum. Bunu unutabilirsin.” Lin Xinyi sonunda şaşkınlığını üzerinden attı ve az önce ne söylediğini fark ettiğinde yüzü tekrar kızardı.

Su Yang başını iki yana salladı: “Belki küstahça gelebilir ama duygularını anlıyorum ve sanırım neden burada olduğunu da biliyorum.”

“Ne…?” Lin Xinyi iri gözlerle ona baktı.

“Sen-”

Su Yang tam ağzını açmışken Mei Ying kapıyı çaldı ve araya girdi, “Müdür Bey! Bu acil bir durum! Dışarıda sizi isteyen bir Tarikat Büyüğü var!”

Su Yang derin bir nefes aldı ve “Özür dilerim, hemen döneceğim” dedi.

Lin Xinyi başını salladı, “Sorun değil. Zaten bugün gitmeyi planlıyordum.”

Su Yang onu kalması için zorlamadı ve sessizce başını salladı.

Bir süre sonra ikisi birlikte dışarı çıktılar.

“Yaşlı Yao? Burada ne yapıyorsun?” Su Yang evinin dışında duran kadına sordu.

Kadın boğazını temizledi ve “Altın Yang Hapı’nı size teslim etmesi için birini bulacağımı söylediğimi biliyorum ama size sormam gereken bir şey var, o yüzden onun yerine buraya geldim.” dedi.